Haberler/...
Neturei Karta İsrail'i ve Siyonizmi Telin Ediyor
Neturei Karta'nın 22 Ekim 2015 tarihli Kudüs'te yapmış olduğu basın açıklaması, Yaklaşan Saat tarafından seslendirilmiştir.
NETUREİ KARTA'NIN EL-AKSA'DA YAPTIĞI BASIN TOPLANTISININ ÖZETİ
Merhametli, Acıyan ve Yüce Olan'ın ismiyle, kardeşlerimiz ve arkadaşlarımız Filistin halkına as Selamun aleykum.
Izdırap ve matemin hüküm sürdüğü şu günlerde, her yer hiç bir suç işlememiş
masum insanların kanıyla dolup taşıyor. Bu derin acıyla, Filistin'in başkenti Kutsal Şehir Kudüs'te bulunmaktayız.
Al-Aksa Camisine giren Siyonist işgalci ve yerleşimcilerle ilgili olarak; işgal edilmiş Filistin'deki binlerce Yahudi'nin olduğu kadar, dünya çapındaki Ortodoks Yahudi halkının da tavrını belirtmek istiyoruz. Tarihi bilen herkesin malumu olduğu üzere Yahudiler, Filistinli kardeşleri ile 1928'deki Siyonist hareket başlamadan önce barış ve kardeşlik içinde yaşıyorlardı.
Araplar, Yahudilere saygı ile muamele edip hüsnü kabul gösteriyorlardı ve üstelik onları koruyorlardı. Bu gerçeğin çok sayıda belgelenmiş şahidi bulunmaktadır.
Ayrıca Mescid-eI-Aksa ile ilgili olarak Al-Aksa Müslümanların elinde ve kontrolünde olmasına rağmen Yahudilerin Batı Duvarı'nda ibadet etmesine izin veriyorlardı. Tüm bu tarihi gerçekler, meşhur Balfor Deklerasyonu ile ve Siyonist düşüncenin planlarıyla değiştirildi.
Bugün artık Filistinli kardeşlerimize tatbik edilen Siyonist işgalin zehirli meyvelerinden olan zulüm ve baskıyı, tüm dünya apaçık bir şekilde görmektedir.
Ancak Filistin'deki ve Dünya'nın başka yerlerindeki Yahudi Rabbiler, sadece bugün değil daha önce de Siyonist felsefenin sonuçlarını öngörmüşler ve buna şiddetle karşı çıkmışlardı. Çünkü Siyonist devletinin kurulması Dünya Yahudilerinin kitlesel olarak Filistin'e göç ettirilmesi, tamamen Kutsal Tevrat'a aykırıdır.
Yahudi inancına göre nerede olurlarsa olsunlar Yahudilerin herhangi bir devlet ya da herhangi bir hükümet kurmaları yasaklanmıştır. Yahudilere egemenliği altında yaşadıkları hükümetlerin itaatkâr ve sadık bir tebaası olmaları ve komşularıyla barış içinde yaşamaları emredilmiştir.
Ve işte 2000 yıldır Yahudiler, ta ki Siyonist işgal başlayana dek nesiller boyu böyle yaşadılar. Bütün Arap ülkeleri içinde Filistin bunun en iyi örneğidir. Onlar Yahudi dinine ve aralarında yaşayan Yahudilere tıpkı başka ülkelerin vatandaşlarına yaptıkları gibi nasıl saygı çerçevesinde muamele edeceklerini, hürmet göstereceklerini ve koruyacaklarını biliyorlardı. Çünkü Yahudilerin hiç bir politik amacı bulunmamalıdır.
Hiçbir şüpheye mahal vermeden şunu deklare ederiz ki; Mescid-eI-Aksa'ya girmek kesinlikle Kutsal Tevrat yasamıza aykırıdır ve bunun cezası en şiddetli cezalardan birisidir. Yahudilerin Mescid-el-Aksa'ya girme fikri ilk defa 1928 yılında Siyonistler tarafından ortaya atıldı. Ve bugün de bunu yapanlar, gerçek Yahudilerle hiç bir ilişkisi olmayan işgalciler ve kafası karışmış insanlardır. Bu insanlar, dindar Ortodoks Yahudileri temsil edemezler.
Ortodoks Yahudiliğin hahambaşı Rabbi Sonnenfield, Filistin Halkı için bir deklarasyon hazırladı ve o deklarasyonda açıkça şu hususlara yer verdi:
"Yahudilerin, Tapınak Dağı'na sahip olma isteklerine dair rivayetlerin hiçbir dayanağı yoktur. Bilakis, günahlarımız-suçlarımız yüzünden topraklarımızdan sürüldüğümüz ve Tapınağımızın yıkıldığı günden beri bu böyledir. Yahudilerin, Tapınak Dağı'ndaki topraklara ayak basması yasaklanmıştır."
1947 yılında ahlaksız Siyonist devletin kurulmasından hemen önce dindar Ortodoks Yahudiliğin hahambaşı Rabbi Dushinsky, Filistin'i ziyaret eden Birleşmiş Milletler Komitesi'nin önünde bir bildiri sunmuştu. Bildiride şu hususlar belirtiliyordu:
"Filistin'in herhangi bir parçasında, Siyonist bir devlete tamamen karşı olduğumuzu
vurgulamak istiyorum."
Bugüne kadar Filistin ve Dünya'daki tüm Yahudi cemaatleri, Filistinli kardeşlerimizin maruz kaldığı Zalim Siyonist işgalin tüm faaliyetlerinin ve suçlarının
karşısında yer almaktadırlar.
Siyonist devletin kuruluşunun her yıl dönümünde Anti-Siyonist Yahudiler, işgalci Siyonist hükümet aleyhine Kutsal topraklarda protesto gösterilerine katılırlar.
Dindar Ortodoks Yahudiler; Siyonist devleti boykot ederler ve seçimlerde oy vermezler, Siyonist devlete parasal katkıda bulunmazlar ve Siyonist devletten hiç bir finansal yardım kabul etmezler.
Dindar Yahudiler, Siyonist önderliğin Siyonist işgalcileri tarafından uygulanan
ve 70 yıldır durmak bilmeyen zalimce baskılar yüzünden ıstırap çekmektedirler.
Siyonistler, Filistin halkına karşı her zaman cinayet ve katliam suçlarını işlediler.
Dünya'daki gerçek Yahudiler bu işgalcileri kınadılar ve özellikle işgal edilmiş Filistin'de yaşayan Yahudiler, onların yaptıklarını suç olarak nitelendirdiler.
Filistin Yönetimi, Yahudilikle, Siyonizmi birbirinden ayırdetmekte ve Yahudi dinine
saygılı olmaktadır.
Uluslararası bir Yahudi delegasyonu 2009'da Filistinli kardeşlerinin acısını dile getirmek ve onlara insani yardımda bulunmak için Gazze’yi ziyaret ettiler ve Başbakan İsmail Haniyeh tarafından ağırlandılar. Oradaki toplantıda İsmail Haniyeh mümkün olabilen en açık şekilde şunları şöyledi:
"Biz, Yahudilik ve Siyonizm arasındaki farkı biliyoruz ve bizim, Yahudiler ve Yahudilikle alakalı hiç bir şikayetimiz yok. Bizim mücadelemiz Filistin’in Siyonist işgaline karşıdır."
2012 yılının Mart ayında, Yahudi delegasyonu, Beyrut'ta gerçekleştirilen Kudüs için küresel yürüyüşe katıldı. Yine 2012 yılının Aralık ayında, saygıdeğer bir delegasyon, Filistin Devlet başkanı Mahmud Abbas'ı, Birleşmiş Milletler nezdinde elde ettiği başarı dolayısıyla tebrik etmek için Ramallah'a gönderildi.
2014 yılının Aralık ayında ise yine Anti-Siyonist Rabbilerden oluşan bir delegasyon, Siyonistlerin katlettiği Ziad Ebu Ein'in ailesine taziyelerini sunmak için Filistin'e gitti. Hem mutlu hem de kederli günlerde, Filistin halkıyla bizim aramızda
karşılıklı saygı ve ilişki açıkça ortadadır.
Siyonizm karşısındaki net duruşumuzu her zaman gazetelere ve uluslararası medyaya ifade etmişizdir.
Filistin'deki Yahudi cemaatinin büyük çoğunluğu burada Siyonist hareketten önce de yaşadı. Cemaatin büyük bir bölümü Siyonist işgalci hükümet tarafından
Filistin'e zorla ve hile ile getirildi.
Son zamanlarda Siyonistler, Mescidi Aksa bileşkesine girerek, komşularımızı provoke etmek istiyorlar.
Filistin'deki 250 bin Yahudiyi temsil eden Dindar Ortodoks Rabbiler tarafından duvarlara Al-Aksa camisine girilmesini kınayan bildiriler asıldı. Siyonistlerin, onların vekillerinin ve yerleşimcilerin Al-Aksa camisinin kontrolünü herhangi bir şekilde ele geçirmek için tekrar tekrar sahneye koydukları bu girişimleri en güçlü şekilde kınıyoruz.
Siyonist hükümet ve özellikle de Siyonist Başbakan tüm Yahudi halkını ya da Yahudiliği temsil etmiyor. Onların Yahudi halkı adına konuşmaya hakları yoktur.
Ve "İsrail" adını kullanmaları da tam anlamıyla bir sahtekârlıktır. Ve onların Filistin topraklarının bir santimetresinde bile hakları yoktur. Bu topraklar gerçek sahipleri olan Filistin halkına iade edilmelidir.
Bizim Amerika ve Avrupa'daki meslektaşlarımız da Al-Aksa camisinin kontrolünü ele geçirmek isteyen Siyonist işgalcilerin kalkışmalarını en güçlü ifadelerle kınamaktadırlar.
Yahudi halkı adına, Birleşmiş Milletler'den Al-Aksa camisini ahlaksız Siyonistlerden korumak için Kudüs'e uluslararası kuvvet göndermesini istiyoruz ki Kutsal olan Al-Aksa'nın Kutsallığını kirlenmiş ayaklarıyla bozamasınlar.
Yahudi ve Müslümanlar için vahşet döngüsünü durdurmak, barış ve huzur getirmek için son ve tek çözümün, toprak bütünlüğü bozulmamış bir Filistin olduğuna inanıyoruz.
Ve bu vesileyle Yüce Allah'a, Kutsal topraklarda Siyonist egemenliğin sonunu getirmesi için dua ediyoruz.
Güncelleme: 09/11/2015
Katnak:
Rabbi Mair Hirsh, Leader of Neturei Karta, Al-Quds, Palestine, çev. Gökben Coşkun, yaklasansaat.com, 22/10/2015
|