NASA: Kalın Buzul Parçaları Daha Hızlı Eriyor
 |
Erimeyi görmek için mausu resmin üzerine getirin. |
NASA'nın yaptığı yeni araştırma; Kuzey Buz denizinin akan buzul kütlesinde bulunan en yaşlı ve kalın Arktik deniz buzulunun, yeni oluşmuş ve ince olan buzullara göre daha hızlı bir şekilde eridiğini ortaya çıkardı.
Yaşlı buzul olarak da bilinen kalın buzul, yaz mevsiminde döngüsel olarak gerçekleşen erime sürecine karşı dayanıklıdır. Fakat daha üzerinden bir kış mevsimi geçmiş olan genç buzulun ise hızlı bir şekilde eridiği bilinmektedir. NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezinde kıdemli bir bilim adamı olan Joey Comiso, buzulların hızlıca erimesinin Kuzey Buzul denizini yaz mevsiminde tehlikeye daha açık hale getireceğini yazdığı makalesini kısa bir süre önce "Journal Of Climate" dergisinde yayımladı.
Bu yeni araştırma bilim adamlarına en az iki yaz mevsimi geçirip sonunda ayakta kalabilmiş olan çok yıllık buzulların, son 30 yıldaki her kışta giderek nasıl azaldığını anlamaları için daha yakından bakma fırsatı sunuyor. Çalışmadan elde edilen verilere göre de; Kuzey Buz denizinin en az %15'ini kaplayan çok yıllık buzullar her on yılda %15,1 oranında azalıyor.
"Çok yıllık buzul alanı" terimi araştırmacıların buz örtüsünün nasıl oluştuğunu analiz etmelerine yardımcı olan ölçümlerden birisidir. "Çok yıllık buzul alanı" yüzen buz parçalarının arasında kalan su miktarının hariç tutulup, sadece Kuzey Buz denizinde tamamen buzullarla kaplı bölgelerin toplam alanını ifade eden bir terimdir. Deniz buzul alanı her zaman deniz buzul kapsamından küçüktür. Bu durum, bilim adamlarına Kuzey Buz denizindeki toplam buz hacmini tahmin etmeleri için gerekli olan bilgiyi sağlar. Ayrıca Dr. Comiso, çok yıllık buzul alanının, 10 yılda %17,2'lik bir oranla buzul kapsamından daha hızlı bir şekilde eridiğini buldu.
Dr. Comiso:
"Kendini oluşturan kalın bileşenini hızla kaybettiğinden dolayı Arktik deniz buz örtüsünün ortalama kalınlığı azalmaktadır. Aynı zamanda Kuzey Buz denizinde yüzey sıcaklığı artmaktadır, bu da buzulların oluşum döngülerini kısaltıyor. Çok yıllık buzullar ve diğer buzul çeşitlerinin de yaz mevsimindeki erime sezonunda ayakta kalabilmeleri için kalıcı soğuk hava dalgasının olması gereklidir. Fakat yukarıdaki durum söz konusu olduğunda gidişat tersine dönecektir" açıklamasında bulundu.
Bilim adamları, çok yıllık buzul kavramını mevsimsel olarak oluşup tekrar kaybolan "geçici buzul" ve üzerinden en az bir yaz mevsimi geçmiş olarak tanımlanan "kalıcı buzul" kavramlarından ayrı tutuyorlar. Diğer bir deyişle, bütün çok yıllık buzullar kalıcı buzullardır fakat bütün kalıcı buzullar çok yıllık değillerdir ikinci yılını geçirmiş olarak adlandırılabilir.
Comiso, araştırmalarında kalıcı buzul alanının her 10 yılda %13,5 oranında azaldığını buna karşılık buzul kapsamının da %12,2 oranında azaldığını gösterdi. Bu veriler en kalın buzul olan çok yıllık buzulların, etrafındaki diğer kalıcı buzullara nazaran daha hızlı azaldığını ortaya koymaktadır. Son 30 yılda kalıcı buzulların tehlike altında olması da Kuzey Buz denizinde mevsimsel buzulların meydana gelmesi için ortam hazırladı. Aynı zamanda Dr. Comiso:
"Daha yeni oluşmuş buzulların hacminin artması, iki yıllık-buzul oluşmasına ve yaz mevsiminde de devam etmesine neden olur. Bu olay, iki yıllık buzulların ve kalıcı buzul örtüsünün neden çok yıllık buzul kadar hızlı erimediğinin bir kanıtıdır" diye devam etti.
Çok yıllık buzullar, bir rekor olan en düşük seviyesini 2008 kışında gösterdi. Bu yıl, buz tabakası ölçümlerinin başladığı 1970 yılından beri ortalamadan %55 kadar az seviyede idi. Azalmadan sonra buzullar 3 yıllık bir süre içinde şaşırtıcı bir şekilde 2008 yılındaki seviyenin %34 kadar yukarısına çıkarak az da olsa toparlandı. Fakat 2012 yılı kış mevsiminde tekrar inişe geçti ve ikinci en düşük seviyesine geldi.
Dr. Comiso çalışmasında faydalanmak için NASA'nın Nimbus-7 adlı uydusundan ve ABD Savunma Bakanlığının Meteorolojik Uydu Programı kapsamında kullanılan pasif mikrodalga verilerini kullanarak çok yıllık buzullar için 32 yıllık (1978-2011) bir zaman çizelgesi hazırladı. Ve bu verilerin Arktik Denizi ile ilgili en sağlam ve güncel coğrafi veri kümesi olduğunu söyledi.
Donmuş okyanus sularından oluşan genç buzullar, daha fazla tuz içeriğine sahiptirler ve tuzlarını dış ortama vermeleri daha uzun zaman alır. Bir ve iki yıllık yeni oluşmuş buzulların tuz içeriği, onlara çok yıllık buzullardan daha farklı elektriksel özellikler sağlar. Kış mevsiminde buz yüzeyi soğuk ve kurudur. Bundan dolayı da çok yıllık buzulların mikro dalga yayma kapasiteleri net bir şekilde genç buzullardan farklıdır. Uydulardaki mikrodalga radyometresi parlaklık ve sıcaklıktaki değişimler olarak da gözlemlenebilen bu yayılım farklılıklarını tespit eder. Ayrıca "parlaklık" bilgisi çok yıllık buzulları diğer buzul tiplerinden ayırt etmek için bir algoritma içerisinde kullanılmaktadır.
Dr. Comiso, çok yıllık buzulların alan ve kapsamının gelişimini karşılaştırdı ve özellikle 2008 ile 2012 yıllarındaki korkutucu azalma nedeniyle son 10 yılda erimenin hızlandığını doğruladı. Aynı zamanda buz kapsamının ilk başta birkaç yıl arttığını ve sondan döngü bitene kadar azalmaya devam ettiğini gösteren, döngüsel olarak tekrarlanan bir 9 yıllık dönem keşfetti. Bu döngü, El Nino-Güney Değişimi olayı ile bağlantılı olan zıt kutupta meydana gelen Antarktik Kutuplararası Dalgayı akıllara getirdi. Sonuç olarak Dr. Joey Comiso:
"Eğer bu dokuz yıllık Kuzey Buz denizi döngüsü kanıtlanabilirse, buz örtüsünün 2008 yılındaki minimum seviyesine ulaştıktan sonra üç yıl içinde az da olsa kendisini nasıl yenileyebildiği konusuna açıklama getirilebilir" şeklinde konuştu.
Güncelleme: 29/03/2012
Kaynak: Rani Gran, Maria-Jose Vinas, NASA Goddard Space Flight Center, Greenbelt, "NASA Finds Thickest Parts of Arctic Ice Cap Melting Faster", nasa.gov, çev. Furkan Kargıoğlu, yaklasansaat.com, 29/02/2012.
|