9.0 Şiddetindeki Deprem ''Ateş Çemberi''ni Tetikledi

Japonya'da 9.0 şiddetindeki depremin neden olduğu yıkımın görüntüleri tamamen içler acısı. Bu, Japon tarihindeki en kötü deprem ve kayıtlara geçmiş en büyük 5 depremden biri.

9.0 şiddetindeki bu deprem, Dünya'nın bu bölgesinde benzeri görülmemiş bir tsunamiye neden oldu. 9 metrelik sudan bir duvar, 10 km kadar karanın içine sürüklendi. Araba ve evler, oyuncaklar gibi hızla akan suyun etkisi ile sürüklendiler. İlk sarsıntıdan beri 5.0 veya daha şiddetli 100'den fazla artçı şok yaşandı. Şu ana kadar yüzlerce ceset bulundu ve bir rapora göre, 88.000 kişi hala kayıp. Ölü sayısının ne kadar yüksek olacağı söylenmiyor. Geniş araziler, şuanda tamamen sular altında ve Japonya'nın kuzey doğusunda 4,4 milyon evde elektrik yok.

Peki, buna benzer daha başka depremler de görecek miyiz? Japonya'daki 9.0 şiddetindeki deprem, Ateş Çemberi'ni harekete geçiren bir işaret mi?

Eğer "Ateş Çemberi"ni hiç duymadıysanız, şimdi öğrenmenin tam zamanı. Ancak maalesef ki, muhtemelen önümüzdeki aylarda daha çok duyuyor olacağız. Vikipedi'de "Ateş Çemberi" şu şekilde tanımlanıyor; Pasifik Ateş Çemberi (bazen sadece Ateş Çemberi olarak da adlandırılır) çok sayıda deprem ve volkanik patlamanın gerçekleştiği Pasifik Okyanus çanağında yer alan bir alandır. 40.000 km'lik bir at nalı şeklindedir ve aralıksız seriler halinde, okyanus çukurları, volkanik kemer ve arklar ve/veya plaka hareketleri ile bağlantılıdır.

Dünya'daki depremlerin yaklaşık %90'ı Ateş Çemberi'nde gerçekleşmektedir. Dünya'daki volkanların yaklaşık %75'i de yine Ateş Çemberi hattında bulunmaktadır.

26 Aralık 2004'de meydana gelen Endonezya'daki tsunamiyi hatırlıyor musunuz? Bu tsunami, Ateş Çemberi hattında gerçekleşmişti. Ayrıca, geçen Şubat ayında Şili'nin merkezini vuran 8.8 büyüküğündeki deprem de Ateş Çemberi'nde yer alıyordu.
Ancak Japonya'daki bu deprem, çağlar boyunca Ateş Çemberi'nde meydana gelen en dramatik olaydır.
Peki, Ateş Çemberi'nin geri kalanında olacaklar için bir kanıt var mı?
Pekâlâ, öyleyse aşağıdaki gerçeklere bir göz atın:

* Geçen ay, Yeni Zelanda, Christchurch'deki yıkıcı büyük deprem.
*Rusya'nın Kamçatka bölgesinde yer alan 2 devasa volkan, Japonya'yı 9.0 şiddetindeki deprem vurduğunda neredeyse hemen hemen aynı anda patladı.
*Endonezya'nın en aktif volkanlarından biri olan Karangetang dağı, Japonya'yı vuran depremden sadece birkaç saat sonra patladı.
*Guatemala'daki Fuego volkanı geçen Şubat ayında patladı.
*Şubat ayının sonunda, Guatemala'daki Santiaguito volkanından 800 metre yüksekliğinde bir kül bulutu yükseldi.
*Ateş Çemberi'nde yer alan diğer bir dizi volkan da geçenlerde patladı.
*Ateş Çemberi'nde olmasa da, Pasifik Okyanusu'nda yer alan Hawaii'deki Kilauea volkanı da geçenlerde aşırı bir şekilde hareketlendi ve geçen hafta havaya 20 metre kadar lav püskürttü.
*2011 yılı, geçen yıl başlamış olan ve Ateş Çemberi boyunca artış gösteren bir faaliyet trendi ile devam ediyor. Ateş Çemberi'nin etrafında gerçekleşen volkanik patlamalar için 2010 yılı önemli bir yıl haline geldi.
*ABD'nin batı kıyıları da Ateş Çemberi içerisinde yer almaktadır. Geçen yıl, bir hafta içinde 2000'den fazla deprem Güney Kaliforniya'yı vurdu.
*Geçen Şubat ayında 8.8 şiddetinde bir deprem, Şili'nin merkezini vurdu ve 524 kişinin öldüğü bir tsunamiye neden oldu.

Maalesef, liste bu şekilde uzayıp gidiyor.
Gerçek ise, şuan neredeyse her gün dünyanın bir yerlerinde kayda değer deprem ve volkan patlaması raporları olduğudur. Eğer, geçen zamanda tahayyül ettiğinizden daha çok doğal felaketlerin gerçekleşmiş olduğunu düşünseniz de, gerçekte meydana gelen depremlerin ve patlayan volkanların sayısı belirgin bir şekilde artıyor.

Elbette, bilim camiasında halen daha tüm bunların tamamen normal olduğunu savunan ve neden bu kadar çok deprem ve volkan patlaması rapor edildiğini, bu olayları daha çok saptayabilmemizden kaynaklandığını ileri süren kişiler bulunmaktadır.
Buna inanıyor musunuz?
Peki, neden bunlar oluyor?
Bunu nasıl açıklamak isterseniz açıklayın ancak gerçek şu ki, Dünya gittikçe artan ve belirgin bir şekilde kararsız hale geliyor.

Peki, Japonya'da gördüğümüzün bir benzeri ABD'de gerçekleşseydi?
Daha önce yazdığım gibi, Yeni Madrid Fayı potansiyel olarak her an canlanabilir. Fay boyunca büyük bir deprem, ülkenin merkezini bir gün büyük bir yıkıma sürükleyebilir. Ayrıca, "büyük bir depremin" Kaliforniya'yı vurma riski ise değişmiyor. Kaliforniya, tam da Ateş Çemberi'nin üzerinde oturmaktadır ve çoğu kişi, bir gün devasa büyüklükte bir depremin kalıcı olarak bu eyaletin coğrafyasını değiştireceğine ikna olmuştur. Gerçek şu ki Kaliforniya'nın büyük bir deprem için vadesi dolmuştur. Time dergisinde geçen yıl yayınlanan bir makalede şunlar yer almaktadır:

Kaliforniya'nın altında 300'den fazla fay bulunmaktadır, bunlardan biri de büyük San Andreas Fayı'dır ve bu deprem sona erdiğinde tüm depremler henüz gerçekleşmemiş olacak. 1980 yılında, federal bir rapor Kaliforniya'yı önümüzdeki 30 yıl içinde vuracak büyük bir deprem olasılığı açıklamıştı.

Ancak bununla ilgili ne düşünürseniz düşünün, hepimizin bu hazırlanılması önem taşıyan olaylardan çıkarmamız gereken bir ders olduğunu kabullenmemiz lazım. Bir sonraki sefere ne olacağını asla bilemezsiniz. Japonya'da yaşayan insanların çoğu da muhtemelen tsunaminin 10 km kadar kara içine ulaşabileceğini asla düşünemezlerdi.
Ancak ulaştı.
Siz ve aileniz yaşadığınız yerde bir felaket gerçekleşse buna hazırlıklı mısınız?
Şayet değilseniz, niçin?
Dünya gittikçe daha karışık bir yer haline geliyor ve felaketler her an olabilir. Her şey kötüye gittiğinde, hazırlıklı olanların bunun üstesinden gelme olasılığı daha fazla olacaktır. Japonlar'ın fark ettiği gibi, doğal felaketler tek bir günde insanların hayatlarını dramatik bir şekilde değiştirebilir. Amerika'yı da büyük bir felaketin vurması sadece an meselesi. Bu olduğunda hazır olmuş olacak mısınız?

Güncelleme: 07/04/2011
Kaynak: "Was The Magnitude 8.9 Earthquake in Japan A Sign That The Ring of Fire is Coming to Life?", endoftheamericandream, çev. Kader Demirpehlivan, yaklasansaat.com, 12/03/2011.