''WikiLeaks Depremi''nin Analizi
WikiLeaks(Sızıntı sitesi)'nin sahibi Julian Assange, solgun yüzü, kır saçlarıyla bir indigo çocuğunu çağrıştırıyor. Bundan sonra birçok filmlere de muhtemelen konu olur. Sahte uzaylıların(!) çağdaş kristal yahut indigo çocuğu rolü, üzerine de çok güzel yapışır.
Görünürde tek kişilik bir ordu.. Amerikan Küresel Gücü'nü derinden sarsan 9 şiddetinde bir deprem... 11 Eylül 2001'de kulelere vuran o derin-şeytani küresel efendilerin yeni bir oyunu: "WikiLeaks depremi". Kimileri, bu şahsı terörist ilan etmeye hazırlanırken, kimileri de uzaylı kahraman gibi önüne çiçekler sererek karşılamaktadırlar.
Acaba dünyada deprem yaratan bu olayın, "gerçek failleri ve amacı nedir", sorusu yine gürültüye mi gidecek? Kısır, aldatıcı, yanıltıcı analizler; görüş ve aldanışlar yine egemen mi olacaktır dersiniz? Nitekim kulelere vuran "küresel ağababalar", bu eylemlerini, kullandıkları "radikal İslamcılar"a fatura ederek yollarına devam etmiş, dünyayı başarıyla yanıltmış; Irak'ta ve Afganistan'da, Ortadoğu-Asya kaynaklarını kontrol etmek için üsler kurmuştur. Peki bu faili belli "yeni 11 Eylül saldırısı"nın, gerçek failleri ve amaçları, yine dünyadan gizlenebilecek mi? Bu olayın, yaklasansaat hassasiyeti ve ışığıyla analizi şudur:
Bilim yahut bilimsel analiz, doğru ve temel bir altyapıya dayanır. Dünya siyasi arenasındaki esas güçler, doğru tanımlanamadığı; bu güçlerin amaç ve özellikleri tam olarak tespit edilemediği takdirde, bu "dünya siyasi uzayı"nda meydana gelecek olayları, doğru olarak algılamak ve yerine oturtmak mümkün değildir. Bugün dünyanın hakim siyasi-küresel güçlerine baktığımızda, şunları görürüz:
1) Çağın hakim emperyal gücü ABD ve yedeğindeki güçler: Avrupa Birliği ve Siyonist İsrail.
2) Kısmen ABD'nin kontrolünde bulunan eski komünist Rus-Çin bloku.
3) ABD yörüngelerinde dolanan başta Türkiye olmak üzere sözde İslam ülkeleri. ABD karşısında durduğu ve ABD'ye kafa tuttuğu sanılan İran'ı da, bu sınıfa rahatlıkla koyabilirsiniz. İran'ın, Saddam'ı yok etmek için ABD'yi, Irak'a çağırması ve yerleştirmesi. Diğer taraftan Taliban'ı tasviye etmek için ABD'nin, Afganistan'a yerleşmesine destek olması ve böylece "İran'ın doğudan ve batıdan kuşatılması", İran'ın yörüngesini açıklayan sadece bir örnektir.
4) "Küresel ağababalar"ın arkasında ve önünde yer alan, insanlığı ele geçirmek için en "eski plana" sahip olan
ve bu "küresel gücün felsefesi"ni çağa hakim kılan "İblis ve ordusu". Bugüne kadar bu küresel yıldız ailelerinin balonlarını şişiren ve onlarla eşgüdümlü hareket eden İblis ve hizbi, Deccal günü yaklaştığında, bu para ve iktidar hırsıyla kendilerini tanrılaştırmış "ağababalar"ın altından halıyı çekerek, emperyal hakimiyeti devralacaktır. Bu noktada işleteceği "halı yöntemi"; bu derin ve kısmen gizli küresel patronların, "çirkin-pis işlerini ve insanlık aleyhine işlediği gizli entrika ve cinayetleri ifşa etmektir".
Dünya politikalarını bugün kim belirliyor? Dünyayı bu noktaya kim getirdi? Bu belirleyici hakim güçler arasındaki çatışma alanları nedir? Bugün kesinlikle söyleyebiliriz ki; dünyanın açık ve gizli gündemini belirleyen güçler, birinci ve dördüncü maddede yer almaktadır. Özellikle ABD ile karakterize edilen "emperyal güç", kendi içinde ikiye bölünmüştür. Birincisi, Obama'yı iş başına getiren "Yeni Dünya Düzeni" kurmayı amaçlayan "Küresel Lobi". İkincisi, İsrail'le ittifak halinde bulunan ve İsrail'i destekleyen "Yahudi Lobisi". Bu yıldız ailelerinden meydana gelen iki hakim derin güç arasında, zaman zaman dışa vuran bir çatışma bulunmaktadır. Bu güçlerden birisi, Avrupa'yı da arkasına alarak "küresel bir imparatorluk" kurmanın eşiğindedir. Türkiye'ye de, Asya ve Ortadoğu'nun paketlenmesinde önemli bir rol düşmektedir.
Diğer güç ise, "Siyonizmin dünya hakimiyeti kadim planı" peşinde koşmaktadır. Bu planı gerçekleştirmek için İsrail'in arkasına ABD'yi koymaktadır. İşte burada, bu iki güç arasında çatışma boyut kazanmaktadır. Özellikle Türkiye, bu iki güçten birisinin yanında bulunduğu ve son zamanlarda diğerinin açıkça karşısında durduğu için çatışmanın ateşi yükselmektedir.
"Küresel Lobi", çatışmayı ABD dışına taşırmak için, Türkiye vasıtasıyla ateşi yükseltmektedir. Sayın Başbakan'ın, "one minute"le başlayarak, "Mavi Marmara olayı"ndan bugüne kadar tutumu ve kavgası, "Küresel Lobi"nin, bizzat kendisinin yapamadığı bir kavgadır. Türkiye Başbakanı, bir taraftan "Arap-İslam dünyası"nın kahraman lideri olurken, diğer taraftan İsrail'i; dolayısıyla ABD ''Yahudi Lobisi''ni dizginlemeye çalışmaktadır.
Yani özetle "Küresel Lobi", elini ateşe sokmak yerine maşayı kullanma yolunu seçmiştir. "Yahudi Lobi"si ise bu kuşatma altında köşeye sıkışmıştır. Daha önce Sayın Tayyib Erdoğan'ı sahneden uzaklaştırmak için Ergenekon'a destek sağlayan bu "Lobi", davayı kaybetmiş; Erdoğan, "küresel Ergenekon tasviyesi"yle güç kazanmıştır. İşte tam bu noktada "yeni bir 11 Eylül depremi" ortaya çıkmıştır.
Sonuç olarak, bu depremin tetikçileri, yukarıda tanımladığımız 3 siyasi güç merkezinden birisidir muhtemelen:
a) Bugün ABD'de iktidarda bulunan "Küresel Lobi", "Yahudi Lobisi"nin ayak diremesini ve engellemesini etkisiz kılmak için böyle bir skandalı kendisi tezgahlamış olabilir. Böylece özellikle Eric Edelman gibi görevlilerden kurtulmak ve hem de daha "radikal küresel ilişkiler geliştirmek" için, bu bir milat olabilir. Tıpkı 11 Eylül darbesini bahane ederek, dünya üzerindeki stratejik bölgeleri işgal etmesi gibi..
b) Bush'tan sonra yönetimi, "Küresel Lobi"ye kaptıran ve Sayın Türk Başbakanı'nın salvolarıyla köşeye sıkışmış olan "Yahudi Lobi"sinin bir "WikiLeaks saldırısı"dır. Böyle bir saldırının amacı açıktır ve bugünkü "ABD Küresel Lobi"sinin müttefikleriyle, özellikle Türkiye'yle ilişkilerine darbe vurmaktır. Şayet bu olay böyleyse, iki güç arasındaki çatışmanın daha büyük boyutlara ulaşacağının bir habercisidir.
c) Üçüncüsü, İblis'in ordusunun; New Age'ci karanlık işçilerini, Zeitgeist ve benzeri yönlendirilen sivil oluşum ve aktivistleri kullanarak işleteceği "halı çekme operasyonu"nun bir başlangıcı olabilir. Küresel güçlerin tüm sırlarına, gizli evraklarına vakıf olan "kütüphaneci İblis"in, bir "D Günü"ne hazırlandığı ve toplattığı belgeleri planlı bir şekilde deşifre edeceği beklenmektedir.
Biz bu üç seçenekten ikincisini; yani b) şıkkını muhtemel görmekteyiz. Belgeleri ifşa eden şahsın; elinde toplanan belgelerin sayısı ve içeriği, "Küresel ABD Lobisi"nin içinden destek aldığını açıkça göstermektedir. Yani "Küresel Lobi"nin yönetiminde ve alt kademelerde bulunan "Yahudi Lobisi" yanlısı görevlilerin, bu işte önemli bir rolü olmalıdır. "Küresel Lobi"nin has elemanlarından ABD başkanı Bill Clinton'un, "Lewinsky skandalı" burada hatırlanmalıdır. "Yahudi Lobisi" nin düşmanlığında ve saldırısında hiçbir sınır olmadığını anlamak istemeyenler, yanılmaya devam edecektir.
Nitekim "Küresel Lobi"nin has elemanlarından ve hatta beyin takımından olan Zbigniew Brzezinski bu "WikiLeaks depremi"yle ilgili olarak; PBS'de yayınlanan bir programda bakın neler söylüyor:
"Esas olan şu ki,WikiLeaks'e, kim bu belgeleri veriyor?..Bazı gizli servisler, WikiLeaks'e bilgi sızdırıyor mu? Çünkü ABD'yi utandırmak, onun bazı yönetimlerle arasını açmak için eşsiz bir fırsat...ABD-Türk ilişkilerini bozmak için hesaplanmış bir hareket. Erdoğan ve Davutoğlu hakkında kullanılan dil çok çok gerçekten çok sivri..."
Evet "ABD Küresel Gücü", "Yeni Dünya Düzeni"ni tamda ilan etmek üzereyken ve gerekli adımlar atılırken; "ulusal devletler" değil, başka hiçbir güç değil, ABD'nin içinden bir "Güç" karşı koymakta; elindeki kartları kullanmaktadır. Bu saklanan ve Türkiye üzerinden devam ettirilmeye çalışılan savaş, artık yeni boyutlara ulaşmıştır. Bilinmelidir ki; bundan sonra yeni salvolar gelecek ve bu "yıldız aileleri"nin kendi içindeki savaşı artık gizlenemeyecektir.
01/12/2010
|