yaklaşan saat
kuranda islam, kuran ışığında araştırmalar


 



Asteroit Çarpması: Dünya'yı Ne Hale Getirir?

Yeni bir araştırmaya göre; yeryüzündeki okyanuslardan birine bir asteroit çarpması, ozon tabakasının yarısını silip yok edecek yıkıcı kimyasal döngüyü harekete geçirebilir. Güneş'in ultraviyole (UV) ışınlarına karşı, ozon tabakasının koruyuculuğundaki büyük azalma, insanları gündüz saatlerinde kapalı kapıların ardında kalacakları karanlık bir yaşam biçimine mecbur bırakabilir.

1 km çapında bir asteroidin baz alındığı en kötü senaryo, 1990'larda Antartika üzerinde ortaya çıkan ozon tabakasındaki deliği, lokal bir alanda yeniden oluşturabilir. Yapılan çalışmanın simülasyonundaki UV seviyeleri, UV ışınlarının artması üzerine günlük tahminler yapan UV Index tarafından, şimdiye kadar Dünya'da ölçülenlerin de ötesinde artış gösterdi ve iki yıl boyunca bu şekilde kaldı. Arizona, Tucson'daki Gezegen Bilimleri Enstitüsü'nde çalışan uzman bilimci Elisabetta Pierazzo şunları söylüyor:

"Çoğunlukla, okyanusa asteroit çarpmasının, sahil kentleri için bir tehlike olduğu ele alınmazdı ve bunun üzerinde pek de fazla tartışılmazdı. Ben ise asteroit tehlikesine, iklimsel etkileri yönünden bakıyorum."

Bunu yapmak için Pierazzo kendisinin krater-çarpma modellemedeki uzmanlığını, Amerikalı ve Alman atmosfer bilimcilerin, atmosferin interaktif kimyasını göstermek için geliştirdiği simülasyonla birleştirdi. Böylece yılın belli bir zamanında ve belli bir konumda, 0,6 mil(yaklaşık 1 km) ve 0,3 mil(yaklaşık 500 m) çapında iki asteroit çarpması ile ilgili senaryoları test ettiler. Ne beklediklerine dair bir fikirleri yoktu.

PARÇALAYICI YIKIM

Modeller, bir asteroit çarpmasının, deniz suyu buharını yüzlerce mil yukarıya, atmosferin en yüksek bölümlerine fışkırtarak, ozon tahribini nasıl oluşturabileceğini gösterdi. Su buharından ayrılan klorid ve bromid gibi kimyasal elementler, UV ışınlarının doğuracağı en kötü mutasyonlardan, yeryüzündeki yaşamı koruyan ozon tabakasını yok etmeye kadar, çok ciddi zararlar verebilmektedir. Pierazzo bir telefon görüşmesinde LiveScience'a, şunları söyledi:

"Asteroit ile ilgili önemli olan şey, su buharını -yüzlerce kilometreden bahsediyoruz- yukarı fışkırtmasıdır. Gerçekten de su buharı, atmosferin en yüksek mesafelerine gitmektedir."

Modelin sonuçları, Ocak ayı içinde 30 derece kuzey enleminde Pasifik Okyanusu üzerine çarptığı düşünülen 0,3 millik bir asteroidin, ozon tabakasında lokal bir etkiye sebep olabileceğini gösterdi. Buna rağmen "lokal" ifadesi, bütün Kuzey Yarıküre boyunca yayılacak ozon deliği anlamına gelmektedir. Buna karşın, 0,6 millik bir asteroidin çarpması ise UV korumasında, dünya çapında bir düşüşe neden olmaktadır. Bu durumda ozon tabakasındaki delik, yine delik olarak kalmaktadır.
Pierazzo, asteroit çarpmasının konumunun, atmosferik sirkülasyon modellerinden dolayı önem taşıdığını açıkladı. Her yarıküre için yılın hangi zamanı olduğu da önemli, çünkü her mevsime göre, atmosfere ulaşan Güneş ışığının miktarına bağlı olarak ozon tabakasının dayanıklılığı değişiyor. Yukarı atmosferde ozon, oksijen moleküllerinin Güneş ışığı tarafından parçalanmasıyla oluşur.

0,3 millik bir asteroidin çarpması sonucunda, kuzey dönence altlarındaki bölgelerde, UVI (ultraviyole indeks) tarafından yapılan ölçümler, ultraviyole radyasyonunun, birkaç ayda 20'nin üzerindeki değerlere sıçrayabileceğini gösterdi. Normalde açık tenli kişilerin, UVI değerinin 10 veya daha fazla olduğu durumlarda sadece birkaç dakika Güneş ışınlarına maruz kalmaları ciltlerini yakabilir. Yeryüzünde bugüne kadar ekvator çevresinde kaydedilmiş bazı yüksek UVI değerleri sadece 18'e ulaştı. Bazı günlerde de Arjantin'deki Puna de Atacama çölünün yükseklerinde 20 UVI değeri kaydedilmiştir.

Simülasyona göre; iki asteroit modelinden daha büyüğünün çarpması, UVI değerlerini, ekvatorun 50 derece kuzey ve güneyini içine alan bantta iki yıl boyunca 20'nin üstüne yükseltti. Bu bant içindeki bazı bölgelerde UVI değeri 56'ya kadar artış gösterdi. Bu bandın kuzey uçları Seattle ve Paris gibi şehirleri içeriyor. Güney uçları ise Yeni Zellanda, Şili ve Arjantin gibi ülkelerdeki şehirlere kadar uzanıyor.
Bunlar gibi yüksek UV radyasyonunun uzun dönem etkileri arasında, cilt kızarıklığı, bitkilerin büyümesinde değişiklikler, insanlarda ve diğer canlılarda genetik mutasyonlar bulunuyor.

GELECEKTEKİ TEHDİTLER

Bu tarz senaryolar, yeryüzüne bir asteroit çarpmasının olası sonuçlarını gösteriyor. Bir asteroidin denize çarpma olasılığı, karaya çarpma olasılığının iki katı kadardır. Bu üstünlük, yeryüzünün %70'inden fazlasının, yaklaşık 2/3'ü bir milden derin okyanuslardan oluşan sularla kaplı olmasından ileri geliyor.

Asteroit avcıları, 1 Eylül'de 1050 tane olduğu tahmin edilen Dünya'ya yakın nesnelerden (NEO), 1 km çapında veya bundan daha büyük çapa sahip yaklaşık 903 tanesini buldu. 1-2 km çapında daha keşfedilmemiş 100 nesneden daha fazlası ise hala duruyor.

Endişeye sebep olanların çoğu, 1 km çapından küçük olan NEO'lar. NASA, bunun gibi geride on binlercesi hala bilinmez olan NEO'ların, sadece %5'inin muhtemel sayısını hesap edebildi. 2 Eylül'de, ''Yeryüzü ve Gezegen Bilimleri Yayını''nda araştırması online olarak açıklanan Pierazzo şunları söylüyor:

"Asteroit boyutu küçüldükçe, Dünya'nın etrafında tehdit olarak tanımlanmamış çok sayıda nesne bulunmaktadır."

Fakat Dünya'ya yönelen NEO tehditlerinin bulunması NASA'nın görevidir. Pierazzo'nun, ekibiyle yapacağı sıradaki çalışma ise, bir asteroidin kara üzerine çarpmasının atmosfer üzerindeki etkilerini modellemek.

Araştırmacılar, karaya bir asteroit çarpmasının nükleer savaşı takip eden bir nükleer kış etkisi oluşturacağını pek öngörmezler. Geçmişte yapılan bir simülasyon ise; bölgesel bir nükleer savaşın, ozon tabakasında dünya genelini etkileyecek büyük bir delik oluşturabileceğini gösterdi.

Güncelleme: 20/12/2010
Kaynak:
Jeremy Hsu, "Asteroid Strike Could Force Humans into Twilight Existence", LiveScience, çev. Hatice Öztürk, yaklasansaat.com, 26/10/2010.


ys@yaklasansaat.com

ana sayfa| evren| gezegenler| dünyamiz| dinler| eski kavimler| cin-şeytanlar| haberler| yorum-analiz| seslendirmeler| videolar| site haritası| iletişim| forum| ys kitapları

Bu sitedeki yazı, resim ve dökümanlar, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Yaklaşan Saat'in resmi twitter adresi aşağıdadır. Bu hesabın dışındaki diğer hesaplarla Yaklaşan Saat'in bir ilgisi yoktur: @yaklasansaat