Görmek İçin: "Yapay Retina" Araştırmaları İlerliyor
Bilim insanları, görme yeteteneklerini, retina
hastalıkları yüzünden kaybetmiş
olan görme engellilere, kısmi görme
yeteneği kazandıracak yapay retina üzerinde
çalışıyor. Retina, gözün arka kısmında,
görüntüleri sinyallere çevirerek, beyne
ileten, ışığa duyarlı yapının adı. Yapay
retinalar, göz ve beyin arasındaki sinir
bağlantısının sağlam olduğu,ancak gözün
ışık algılama yeteneğinin bulunmadığı
durumlar için ümit vaat ediyor.
Devlet destekli projede araştırmacılar,
göze takılarak görme engellileri, yüzleri
tanıyabilir ve büyük boyutlu harfleri
okuyabilir hale getirecek duyarlı aygıtlar
üretmeyi amaçlıyor. Güney Kaliforniya
Üniversitesi Doheny Göz Enstitüsü'nden
cerrah Dr. Mark Humayun, protez
retinaların, dış retina hastalıklarından
kaynaklı, tedavisi olmayan körlükler için kısa vadede en büyük umut
olduğunu söylüyor. Dr. Humayun,
yapay retina nakli yapan bir cerrah.
Görece basit yapıdaki bir yapay
retinanın testleri; 2002'de altı hasta üzerinde
başlatıldı. Second Sight Medical Products şirketinin yöneticisinin bildirdiğine
göre; daha önce tümüyle görme engelli
olan insanlar, yapay retinalar yardımıyla
büyük boyutlu harfleri okuyabiliyor. Bir
tabakla bir fincanı ayırt edebiliyor, kapıları
ve pencereleri bulabiliyor ve büyük
nesnelerin çevresinden dolaşabiliyorlar.
Argus One adlı birinci kuşak yapay
retina, siyah bir gözlüğe takılan küçük
bir kamera, bele takılan bir mikroişlemci
ve gözün içinde retinanın ön kısmına
ameliyatla yerleştirilen 16'lık bir
mikroelektrot setinden oluşuyor. Kamera, görüntüyü alıyor ve bu bilgiyi kablosuz olarak belde taşınan mikroişlemciye
iletiyor. Mikroişlemci, gelen bilgiyi elektronik sinyallere çevirerek göze
yerleştirilmiş alıcıya iletiyor. Alıcı da
sinyalleri, küçük ince bir kabloyla retinaya
yerleştirilmiş mikroelektrot setine ileterek
bu mikroelektrot setini ileti göndermek
üzere uyarıyor. Buradan çıkan iletiler de
optik sinire ve oradan da son olarak beyne gidiyor. Beyin, uyarılan elektrotlara karşılık
gelen aydınlık ve karanlık noktaların
oluşturduğu desenleri algılıyor.
İlk başta hastalar, yalnızca dağılmış
ışıltılar görüyor. Ancak haftalar ya da aylarca
süren eğitim sayesinde bu azıcık bilgiyle
düz çizgiler çizmeyi, aydınlık bölgeleri
karanlık olanlardan ayırt etmeyi ve hareketi
algılamayı öğreniyorlar. Görme yeteneği, uzun
süre kaybolduğunda beyin, görüntüleri
anlamlandırma yeteneğini yitiriyor,
bu yüzden de söz konusu hastaların
böyle bir eğitim görmesi gerekiyor.
16 mikroelektrodu bulunan Argus One, hâlâ kullanımda olsa da, 60 mikroelektrolu
daha küçük ve daha gelişmiş Argus Two, onun yerini almaya hazırlanıyor. Argus Two, hastalara çok daha belirgin görüntüler
sağlıyor. Yeni aygıt ABD'de ve Avrupa'da
17 hasta üzerinde deneniyor. Geçtiğimiz
Ekim ayında yapılan retina konulu bir
konferansta bu hastaların yön bulma
ve hareket kabiliyetlerindeki gelişmeler
anlatıldı. Mech, hastaların örneğin 6 m
uzaktaki bir kapıyı bulabildiklerini ve 6 m'lik
düz bir çizgiyi takip edebildiklerini söylüyor.
Enerji Bakanlığı Ulusal
Laboratuarları'ndaki araştırmacılar
şu anda üçüncü kuşak yapay retinayı
yaratıyorlar. Öncüllerinden çok daha
küçük olan bu aygıtın, retinanın
şekline uyabilecek esneklikte, ince
bir filmin üzerine yerleştirilmiş 200
mikroelektrodu var. İnsan üzerindeki
denemelerinin 2011'de başlaması
planlanıyor. Bakanlığın bilim müsteşarı
Ray Orbach, 1000 elektrotluk aygıtlar üretmeyi amaçladıklarını ve böyle bir aygıtın görme engelli hastaların nesneleri
tanımasına ve büyük gazete yazılarını
okumasına olanak sağlayacağını söylüyor.
Yapay retinalar hâlâ deneysel
aşamada ve daha uzun yıllar ticari olarak
kullanılamayacak. Mech, aygıtların yaklaşık
30.000 dolara mal olacağını ve pek çok
teknik sorunun henüz aşılamadığını
belirtiyor. Yine de bilim insanları yapay
retinaların geleceği hakkında iyimser.
Güncelleme: 15/02/2009
Kaynak:
"How the Artificial Retina Works", artificialretina.energy.gov, (Bilim ve Teknik, İlay Çelik, Şubat 2009) |