ABD "Derin Gücü": "Küresel Dünya Düzeni"ne Geçme Aşamasında
|
Zbigniew Brzezinski |
Aşağıda Brzezinski'nin, "ABD'nin ve Dünya'nın yeni geleceği" konusunda yorumunu bulacaksınız. Ancak bu yorumundaki "saklı anlamları" ve "gizlenen gerçekleri" daha iyi anlayabilmek için, çok özet bir analize ihtiyaç vardır.
Bunu maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz:
1) ABD'de ve Dünya'da, "tek hakim bir güç" vardır. Brzezinski'ninde bağlı olduğu bu "derin güç"; Dünya'daki tüm dünkü ve bugünkü olayların sorumlusudur.
2) Özellikle kulelere vurulmasıyla başlayan ve Bush'a fatura edilen; Irak, Afganistan ve Orta-Doğu'daki emperyalist saldırıların-katliamların amacı; bir taraftan kaos oluşturmak; diğer taraftan, ABD'nin İmparatorluk yüzünün eskidiğini, değiştirilmesi gerektiğini kanıtlamak.
3) Tetiklenen ekonomik krizlerle, ABD siyasi krizini, küresel dünya krizine dönüştürerek; kaosu yaygınlaştırmak; tüm Dünya'yı, "Küresel Dünya Düzeni"ne razı etmek.
4) İsrail, bu "derin güc"ün yönlendirmesine tabidir. İsrail'in, son Gazze saldırıları, "büyük plan"ın bir parçasıdır. Aslına bakarsanız, bu katliam-soykırım şeklindeki saldırılar; İsrail'in ve siyonizmin aleyhinedir. İsrail, tüm insanlığın nefretle karşıladığı bu çirkin-insanlık dışı yüzüyle; dünyada para eden Yahudi soykırımı-mağduriyeti imajını ebedi olarak kaybetmiş; yeni barbar- canavar bir yüz edinmiştir. Bu İsrail'in değil, "küresel-derin güc"ün işine gelir. İsrail'in bu saldırganlığı; "Büyük Oyun"un bir parçasıdır.
5) Sonuç olarak, Obama, karizmatik değil, piyon bir liderdir. "Kaos"tan "Yeni Dünya Düzeni"ne geçişte kendisine rol biçilen; konjonktüre uygun olarak, yardımcıları tarafından yönlendirilecek olan, siyah bir adamdır.
İşte Brzezinski'nin, "The Global Political Awakening"(Küresel Politik Uyanış) başlıklı yazısı; aşama aşama ön gördüğü "dönüşüm projesi"nin; böyle büyük bir "Plan"ın kısmi açıklamasıdır. Bu yazı, dikkatle okunduğunda, "büyük plan"ın; yani "aysberg"in, su yüzüne çıkmak üzere olduğu görülecektir.
"Küresel Politik Uyanış"
"Tarihte ilk kez, insanlığın neredeyse tamamı, siyasi olarak faal ve birbiriyle etkileşir durumda. Atlantik güçlerinin, 500 yıllık egemenliği de sona yaklaşıyor. Hızla değişen dünyada, ABD'nin liderlik krizi, küresel krize dönüşebilir. Obama, derhal çok yönlü bir dış politikaya odaklanmalı.
500 YILLIK "ATLANTİK LİDERLİĞİ" ÇÖKTÜ!
Küresel istikrar ve gelişme açısından; ABD'nin liderliği, hayati önem taşıyor. Fakat ulusal boş vermişlik, mali sorumsuzluk, gereksiz bir savaş ve ahlaki sınır ihlalleri, bu liderliğin itibarını dibe indirdi. Küresel ekonomik kriz, işleri daha da kötüleştirdi.
Bunların sonucunda ortaya çıkan zorluğa, iklim, sağlık ve sosyal eşitsizlik gibi meseleler eşlik ediyor; giderek daha dişli hale gelen meseleler bunlar. Zira benim "küresel siyasi uyanış"adını verdiğim bir bağlamda su yüzüne çıkmış durumdalar.
Tarihte ilk kez insanlığın neredeyse tamamı siyasi olarak faal, bilinçli ve birbiriyle etkileşir durumda. Küresel aktivizm, sömürgeci veya emperyalist tahakkümün hatıralarıyla yaralı bir dünyada; kültürlere saygı ve ekonomik fırsat arayışında bir yükseliş doğuruyor.
Bu da bir başka köklü değişimle buluşuyor: Atlantik güçlerinin 500 yıllık
egemenliği, Çin ve Japonya'nın yeni ortaya çıkan üstünlüğüyle sona yaklaşıyor. Hemen arkada Hindistan ve belki de yeniden dirilen bir Rusya bekliyor.
ABD KRİZİ: KÜRESEL KRİZE DÖNÜŞEBİLİR
Dinamik şekilde değişen bu dünyada, Amerikan liderliğinin krizi, küresel istikrarın krizine dönüşebilir. Zira öngörülebilir gelecekte; Amerika'nın uluslararası sistemde oynadığı kilit rolü üstlenebilecek hiçbir devlet veya devletler birliği yok. ABD iyileşmeden küresel iyileşme de olmayacaktır. Amerika'nın yapıcı rolünün yegâne alternatifi küresel kaostur.
Yeni başkanı bekleyen muazzam görev, daha kapsayıcı bir küresel yönetim sistemi için ortak bir çabaya önderlik ederek; ABD'nin küresel meşruiyetini tekrar kazanmak.
Stratejik bakımdan gebe olan dört kelime, verilmesi gereken karşılığı tarif ediyor: Birleştirmek, genişletmek, temas kurmak ve uzlaştırmak.
"ABD-AVRUPA KÜRESEL DÜNYA DÜZENİ"Nİ İNŞA ETMEK
Birleştirmek: Amerika-Avrupa arasında ortak bir amaç hissiyatını yeniden inşa etme çabasıyla ilgili.
Bu hedefle, gayrı resmi fakat sık üst düzey istişarelere son derece ihtiyaç var. Yegâne pratik
çözüm; ABD'yle küresel yönelime sahip üç Avrupa ülkesi; Britanya, Fransa ve Almanya arasında daha planlı bir diyalog zemini oluşturmaktır.
Yıllar boyunca Avrupalılar, karar alım sürecinden dışlandıklarından yakındılar, uygulamanın sorumluluğunu BM'nin sırtına yüklemeye gayet istekliler. Afganistan konusundaki farklılıklar bu ikilemin sadece en son örneği. Yeni ABD başkanının, ABD-Avrupa diyaloğunu canlandırmak yönünde planlı bir
çaba göstereceğini umuyoruz.
Genişletmek: Karşılıklı bağımlılık ilkesine inanan ve daha etkili küresel yönetimin teşvik edilmesinde önemli rol oynamaya hazır olan daha geniş bir koalisyonu yeşertme çabasını ifade ediyor. Sözgelimi G-8'in miadı doldu. Buna uygun olarak, ekonomik ağırlığın yanı sıra jeopolitik önemdeki ülkeleri bir araya getiren G-14 veya G-16 türü bir yapı oluşturmak yönünde düzenli iştişareler için yeni formül hayata geçirilmeli.
Temas kurmak: Üst düzey yetkililerin, kilit güçler, bilhassa Avrupa Üçlüsü, Çin, Japonya, Rusya ve belki Hindistan arasında gayrı resmi görüşmeler yürütmesi anlamına geliyor..
Uzlaştırmak: ABD'nin, Süveyş'ten Hindistan'a uzanan geniş bölgede batağa saplanıp kalmasını önleyecek kılı kırk yaran bir çaba göstermesini gerektiriyor. Potansiyel olarak birbirini etkileyen çeşitli meselelerde, Avrupa'nın da yardımıyla acil kararlar alınması gerekiyor.
ORTADOĞU'YA ÇÖZÜM: KUDÜS BAŞKENT
İsrail-Filistin barış süreci öncelikli olmalı. Obama, iki taraf arasında barışçı uzlaşmanın neyi kapsadığını açıkça beyan etmeli: Birincisi, askerden arındırılmış bir Filistin devleti, buna belki İsrail'in güvenlik duygusunu güçlendirecek bir NATO varlığı eşlik edebilir. İkincisi, toprak anlaşması. İsrail'in 1967 sınırlarının saçağında bulunan ileri derecede kentleşmiş yerleşimleri kendisine bağlamasına imkân veren adil takaslarla beraber, 1967 sınırlarına dayanmalı. Üçüncüsü, her iki taraf Filistinli mültecilerin bugün İsrail olan topraklara dönemeyeceğini kabul etmeli, bununla birlikte onlara bağımsız Filistin devletine yerleşmeyi tercih etmeleri karşılığında bazı tazminatlar verilmeli ve destekler sunulmalı. Ve son olarak, İsrailliler, kalıcı barışın Kudüs'ün iki devletin başkenti olarak gerçek paylaşımını gerektireceği olgusunu kabul etmeli.
ABD, ayrıca İran'la ciddi karşılıklı müzakerelere girmek durumunda olacak. Bu da, görüşmeler için İran'ın tek taraflı tavizler vermesini şart koşan mevcut ABD tutumundan vazgeçilmesi anlamına gelir.
ABD KAMUOYU CAHİL
Yazıyı kendimize dair bir notla bitirmek isterim: Ne yazık ki, Amerikan kamuoyunun dünyanın geneliyle ilgili eğitimi, vahim derecede yetersiz. Obama'nın, Amerikalılar'ın küresel gerçekliklerin
boyutlarını anlaması için gayret göstermesi gerekecek. Bunu yapabilmek yönünde, eşsiz entelektüel ve söylemsel yeteneklere sahip olduğuna inanıyorum. Bu yüzden izninizle sözlerimi; "Evet, yapabiliriz" sloganını tekrarlayarak bitiriyorum."
Güncelleme: 02/01/2009
Kaynak: Zbigniew Brzezinski, "The Global Political Awakening", International Herald Tribune, (radikal), 16/12/2008.
|