Prof. Dr. Candan Tamerler: "Altın Molekülü Ürettik"
Doğaya olan ilgisi nedeniyle biyomimetiği seçen İTÜ Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Candan Tamerler, ekibiyle birlikte kimyasal ortamda altın parçacığı üretmeyi başardı.
"DOĞADAN ÖRNEK ALIYORUZ"
Biyomimetik, doğadan esinlenerek, yeni teknolojilerin yolunu açan yeni bir bilim dalı. Daha kolay anlaşılması için şöyle bir örnek veriyor Tamerler:
"Mesela, denizin 150 metre derinliklerinde yaşayan, Rozella olarak adlandırılan bir sünger çeşidi var. Normalde 30 metrenin altında ışık yoktur. Ancak bu sünger cinsinin etrafındaki dikenler, maksimum ışığı toplayabilecek şekilde katmanlı bir yapıya sahip. Şu anki teknolojide, silikon fiberlerle ancak yapılabilecek bir şeyin, o canlı tarafından yapıldığını görüyorsunuz. Biz de bu örnekte olduğu gibi, doğadan ilham alarak, bunu doğal olarak nasıl üretebileceğimizi bulmaya çalışıyoruz."
Tamerler, şimdi hem Washington Üniversitesi'ndeki hem de İTÜ'deki ekibiyle, bu alandaki çalışmalarına devam ediyor. Biyomimetik, çok yeni ve geleceği olan bir alan. İşte bu nedenle, Tamerler'in yürüttüğü çalışmalar ve elde ettiği başarılı sonuçlar, onu, dünyanın sayılı isimlerinden biri haline getirmiş. Yani Türkiye, Tamerler ve ekibi sayesinde, bu alanda ilk çalışmaların yapıldığı ülkelerden biri olmuş.
"KİMYASAL ORTAMDA ALTIN MOLEKÜLÜ ÜRETTİK"
Biyometik araştırmalarının sonuçları, oldukça heyecan verici. Prof. Dr. Candan Tamerler, kendisini en çok sevindiren projelerden birini şöyle anlatıyor:
"DNA, bilgiyi depolar ancak asıl işi proteinler yüklenir. Biz de, DNA'daki bilgiyi alıp proteini kullanarak, molekül yapmaya çalışıyoruz. İlk olarak altın üzerine çalışmaya başladık. Çünkü altın, bütün nanoteknolojik devrelerde sıklıkla kullanılıyor. Biz yüksek sıcaklık, basınç olmadan, sadece iyonlarla, parçacık olarak altın üretmeyi başardık. Bu, ileride, kimyasal ortamda, altın üretilebileceği anlamına geliyor. Bütün sektörleri etkileyebilecek bir gelişmedir bu. Altın üretimi için emek veren o kadar çok insan var ki. Bu keşif, tamamen süreci kısaltacak ve üretim tekniklerini dönüştürecek."
ÖRNEKSİZ YARATAN ALLAH'TIR
İlham kaynağı olan canlılar için; "neredeyse doğadaki canlı türü sayısı kadar ilham alınabilir" diyen Tamerler, bazı örnekleri şöyle anlatıyor:
"Nilüfer çiçeğinin üstündeki su damlası, nasıl dağılmadan duruyor diye bakıp, o yapıyı çözdükten sonra, bitkideki proteinleri kullanarak mesela ıslanmayan, buharlanmayan cam yapmak.
Bazı deniz süngerlerinin iskeleti, silika yani cam. Ama bazı süngerlerde bu cam iğneler, süngerlerin üzerini kaplıyor. Bu iğne şeklinde olan cam parçacıklarının, hem mekanik hem de optik özelliklerinin, endüstride yapılan fiber optikten daha iyi olduğunu ortaya çıkardık.
Birçok farklı çeşitte deniz kabuğuna baktığımızda, hepsinde ortak olan şey kalsiyum karbonat. Yani tebeşir. Deniz kabuklarını kırıp, içlerine elektron mikroskobuyla baktığınız zaman, hepsinin ayrı yapıda olduğunu, dolayısıyla ayrı özelliklere sahip olduğunu görüyorsunuz. Aynı şekilde, dişimizde üç tane, kemiklerimizde de bir tane katı doku bulunuyor. Hepsinin de % 50'sinden çoğu, kalsiyum fosfattan oluşuyor. Şimdi proteinlerle, dişteki tabakaları mikron seviyesinde üretmeyi başardık.
Güncelleme: 12/05/2009
star, 10/05/2009
|