yaklaÅŸan saat
kuranda islam, kuran ışığında araştırmalar


 



Vitamin Hapları, Şehir Efsanesi mi?

"Archives of Internal Medicine" dergisinde geçen hafta yayımlanan araştırmada multi-vitamin kullanan kadınlarda kanser ve kalp hastalıkları riskinde azalma olmadığı, vitaminlerin erken ölümleri engellemediği bildirilince, doktorlarının tavsiyesi ile vitamin haplarına avuç dolusu para harcayan insanlar şaşkına dönmüşlerdi.

Aynı derginin bu haftaki sayısındaki yer alan başka bir araştırma, vitamin düşkünlerini bir kere daha sükûtu hayale uğrattı. Çünkü bu sefer de grip ve soğuk algınlığı gibi viral solunum yolları enfeksiyonlarından korunmada C vitamininin değil D vitamininin çok daha önemli olduğu iddia ediliyor.

1988-1994 tarihleri arasında 19 bin erişkin üzerinde yapılan bu araştırmada; kanlarında D vitamini miktarı 10 nanogramdan daha düşük olanlarda, solunum yolları enfeksiyonlarının % 36 oranında daha fazla görüldüğü anlaşılmış. Araştırmacılar, bu eksikliğin astım ve KOAH gibi akciğer hastalığı olanlar için çok daha önemli olduğunun altını çiziyorlar. Çünkü kanında D vitamini düşük olan astımlılarda soğuk algınlığı ihtimali 5 misli daha fazla bulunmuş.

D VİTAMİNİ

D vitamini, A, E ve K vitaminleri gibi yağda eriyen bir vitamin grubu. Beş farklı türde D vitamini vardır, ancak bunlar içinde D2 ve D3 olarak bilinen formlar önemlidir. D3, deride güneşin ultraviyole ışınlarının etkisiyle oluşur. Bu vitamin; süt, balık, yumurta, tereyağı, peynir, karaciğer gibi besinlerde bulunur.

Türkiye gibi güneşin kışın bile etkili olduğu ülkelerde, D vitamini eksikliğine sık rastlanmaz. Buna karşılık güneşin az olduğu kuzey ülkelerde kış mevsiminde D vitamini eksiliğinin ortaya çıkması kolaylaşır.

D vitamininin esas olarak kemiklerin oluşumu için önemli olduğu bilinir, ama vücudumuzda pek çok başka görevi vardır. Bunların başında da, bağışıklığı daha etkin kılarak enfeksiyon ve kanserlere karşı koruyucu etki göstermesidir.

C VİTAMİNİ

C vitamini elbette sağlıklı bir hayat için "elzem" bir madde. Ancak bunun için C vitamini hapı almaya da gerek yok; zira normal bir diyette bu vitamin yeteri kadar mevcut. Hele de Türkiye gibi neredeyse her çeşit sebzenin meyvenin yetiştiği bir ülkede, bir insanda C vitamini eksikliği olması için o kişinin çok özel gayret göstermesi gerekir.

Fazladan alınan C vitaminin gribe, soğuk algınlığına karşı koruduğu da… E vitaminin kanseri önlediği… de şehir efsanesinden başka bir şey değil.  Ateşiniz çıktığı veya öksürdüğünüz için C vitamini takviyesi yapmanın hiçbir faydası yok.

Çok yorgunum diye multi-vitamin almak da aynı şekilde anlamsız. Vitamin çılgınlığının temelleri bundan 50 sene kadar önce Amerikalı biyokimyacı Linus Pauling tarafından atıldı. Biri kimya diğeri barışta olmak üzere iki ayrı dalda Nobel Ödülü kazanan tek kişi olan Pauling'in yüksek doz C vitaminin, başta kanser, kalp hastalıkları ve enfeksiyonlar olmak üzere pek çok hastalığı önleyebileceğini ileri sürmesiyle mega doz vitamin modası da başlamış oldu ve aldı başını gitti.

Vitaminler de aslında birer ilaç ve asla gelişigüzel kullanılmamalı. Gerçek vitamin eksikliklerinde düşük dozların bir yararının olmadığı ve vücudun ihtiyacından yüksek dozlarda alınan vitaminlerin ise çeşitli yan etkilere neden oldukları unutulmamalı. Meselâ, yüksek doz A vitamini karaciğer için toksik olmasından başka kemik ve eklem ağrılarına, saç dökülmesine, iştahsızlığa, deride kuruluk ve kaşıntılara sebep olur. C vitaminin fazlası böbrek taşı yapar. İhtiyaçtan fazla alınan D vitamini de bulantı, kusma, yorgunluk, sinirlilik ve idrar sorunlarına yol açar."

Güncelleme: 03/03/2009
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, iyibilgi, 02/03/2009


 

ys@yaklasansaat.com

ana sayfa| evren| gezegenler| dünyamiz| dinler| eski kavimler| cin-şeytanlar| haberler| yorum-analiz| seslendirmeler| videolar| site haritası| iletişim| forum| ys kitapları

Bu sitedeki yazı, resim ve dökümanlar, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Yaklaşan Saat'in resmi twitter adresi aşağıdadır. Bu hesabın dışındaki diğer hesaplarla Yaklaşan Saat'in bir ilgisi yoktur: @yaklasansaat