Midenizi Doldurmayın: Nefsinizi Doyurun

Michael Pollan, "In Defense of Food: An Eater's Manifesto" isimli kitabında; insanlığın, son yıllardaki yemek yeme tarzını ortaya koymaktadır. Pollan'a göre, yediğimiz  maddeler, gerçek anlamda besin değildir. Bunlara, besin yerine; daha çok yenilebilir ya da yemek benzeri maddeler demek daha doğru olacaktır. Ayrıca, arabada veya televizyonun karşısında bir şeyler atıştırmak, yemek yemek değildir.

"YEMEK YİYİN: FAZLA YEMEYİN"

Pollan, bunun yerine şu üç kuralı tavsiye ediyor: Yemek yiyin. Fazla yemeyin. Çoğunlukla sebze tercih edin. İşte bu üç kural, Pollan'ın kitabının dayanak noktasını oluşturuyor.

Gerçek yiyecekleri, nasıl bulacağınız ve yiyeceğiniz hakkında birkaç ipucu:

Süper marketlerin, merkez bölgelerinden uzak durun. Kenar bölgelerinden alışveriş yapın. Görünen o ki; işlenmiş yiyecekler, marketlerin merkezinde, taze yiyecekler ise, kenar bölgelerde bulunmaktadır.

Süper marketlerin olduğu yerlerden kaçının. Katkı maddesi olmayan, taze yiyecekler için, çiftçilerle alışveriş yapın.

"SİNDİRİM ORGANLARINIZI DİNLEYİN"

Daha fazla ödeyin; daha az yiyin. Ne yazık ki daha iyi yiyecekler, daha pahalıya mal olmaktadır ve bunun çözümü de, daha az yemek yemeden geçmektedir. Öğün öğün yiyin. Bunun anlamı, ayakta yemek yemeyin. Masaya oturun ve bir aile ortamı oluşturun. Her öğün için zaman oluşturun.

Ne yediğinizi bilin. İçinde, okunması zor yabancı maddeleri bulunduran yiyecekleri yemeyin. Ayrıca, çok fazla früktozlu şeker ve mısır şekeri içeren ürünlerden kaçının. Sindirim organlarınızı dinleyin. Sindirim organlarının uyarısına, kulak tıkamayın. Nefsinizin tatminsizliğine, kendinizi kaptırmayın. Kendinizi yetiştirin ve yemek pişirin. Yiyeceklerinizin kontrolünü, tekrar ele geçirin.

Güncelleme: 12/02/2008
Kaynak: "Eat Food, But Not Too Much", reuters.com, Çev.Furkan Eser, 25/01/2008.