yaklaÅŸan saat
kuranda islam, kuran ışığında araştırmalar


 



Kenelerin: "KKKA Hastalığı"nı Tanıyalım!

KKKA sebep olan Hyalomma türü keneler, çoğunlukla iki konakta gelişim ve yaşam döngülerini tamamlar. Larva ve nimfler; küçük omurgalılarda (tavşan, kuş, fare. vb) erginler ise büyük omurgalı hayvanlarda, (koyun, keçi, sığır, at, yabani gevişenler, insan, vb) konaklarlar.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'ni(KKKA) insanlara keneler taşıyor. Hyalomma türünden keneler, özellikle de H. marginatum marginatum, hastalığın taşınmasında oldukça etkili. Virüs taşıyan kenelerin ısırması sonucunda veya hastalığa yakalanmış insanlarla temasa bağlı olarak hastalık bulaşabiliyor. Bugüne kadar, virüsle temas eden veya taşıyan hiçbir hayvanda, insandaki gibi hastalık oluşmuyor. Keneleri taşıma olasılığı yüksek olan tavşan ve yaban domuzu sayısının çoğalması, o bölgede hastalığın artmasına yol açabiliyor. Son yıllarda, hastalığı uzak ülkelere taşıyabilme özelliğine sahip olan göçmen kuşlar üzerinde araştırmalar yapılıyor.

"KKKA HASTALIĞI"NIN TARİHÇESİ

İlk olarak 12. yüzyılda Tacikistan'da belirtileri görülen bu hastalığın, klinik olarak tanımlanması, 2. dünya savaşı sırasında, Kırım'daki 200 Rus askerinde görüldükten sonra yapılmıştı. Virüs, 1967 yılında yenidoğan farelerden elde edildi. Ülkemizde ilk olarak 2002 yılında görülen bu hastalık, 500'den fazla kişide tespit edildi ve bunların 26'sı kaybedildi. Bu vakaların neredeyse % 90'ını, aktif çalışma yaşında
olan, kene ısırığına maruz kalan, tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturuyor. Hastalıktan ikinci sırada etkilenen grup ise sağlık çalışanları. Bu nedenle, Kırım-Kongo kanamalı ateşli olan hastalarla temas ederken; mutlaka eldiven, uzun önlük, maske ve gözlük kullanılması öneriliyor. Hastalığın hava yoluyla geçtiğine ait henüz kesin bir kanıt bulunmuyor. Bu virüs, sadece insanlarda hastalığa yol açıyor.

DİŞİ-ERKEK KENELERİN YAPISI

Vücutları tek bir parçadan oluşmaktadır. Vücutlarının ön taraflarında ağız organelleri bulunmaktadır. Ağız organellerinin arkasında, dişilerde, vücudun önünde ve üst kısmında scutum adı verilen okul önlüğü yakası şeklinde kitinli bir organ vardır. Erkeklerde bu oluşum, tüm vücudu kaplar. Bu nedenle erkekler kan emdiğinde, vücutlarında değişiklik olmaz. Buna karşılık dişiler kan emip doyunca, normal büyüklüğünün 10 katına kadar genişleyebilmektedir. Dişi kenelerde ovaryum ile barsak irtibat halindedir. Bazı keneler, kan emerken parazitleri sindirim sisteminden ovaryumlarına geçirirler. Bu parazitler ovaryumdan yumurtaya geçerek, yumurtadan çıkan larvaları enfekte ederler. Bu larvalar kan emerken, parazitleri de hayvanlara taşırlar (transovarial geçiş).
Kenelerin, larvalarından nimf ve erişkin formlarına da virüslerin geçtiği bildirilmiştir (transstadial geçiş).
Bir kene, bir seferde yaklaşık 7 bin yumurta yumurtluyor. Havaların ısınmasıyla birlikte yumurtlama da artıyor.

KKKA şüphesi durumunda keneyi çıkarmak için, normal zamanlarda yaygın uygulama olan alkol, eter, gazyağı gibi herhangi bir kimyasal madde kullanılması sakıncalı bulunmaktadır.

Uludağ Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Levent Aydın:

KENE NASIL ISIRIR: İLK BELİRTİLERİ

"Hyalomma marginatum marginatum türü keneler, hemen hemen ülkemizin tüm coğrafik bölgelerinde tespit edilmiştir. Özellikle kenelerin, aktif olduğu aylarda, kene ısırığı ile bulaşan KKKA hastalığı, kan yoluyla da bulaşabilmektedir. Bu keneler, ara dönemlerinde kuş ve yabani kemiricilerde bulunabildiği için, bir yörede keneleri, tamamen yok etmek olanak dışı görülmektedir. Ancak sayıları minimuma indirilebilir.

"Keneler, bir vücut bölgesini ısırmadan önce bölgeye lokal aneztezik benzeri bir madde salgılar. Bu nedenle ısırığı takiben eğer kene görülemez ise ilk 24-48 saatte ısırık farkedilmez. Taşıdığı hastalık etkeni, kan emmeye bağlı olarak; 12-24 saatte aktive olarak bulaştırıcılık olur. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Virüsü(Nairovirüsler), kan emme ile, ilk 36 saatte kenede çoğalmasını tamamlayabilir. Kene ısırığının 3-5. günlerinde, bulaştırıcılık maksimuma ulaşabilir. Erişkin bir kene 9-14 günde ancak doyabilir. Bu sürede, sürekli canlı üzerinde ve kan emme durumundadır" dedi.

Kenenin, iple çıkarılması

HASTALIK BELİRTİLERİ NELER?

Virüsle temas eden her beş kişiden birinde hastalık görülüyor. Bağışıklık sistemi ve damar hücrelerine saldıran virüsler, kendilerine karşı antikor salgılanmasını engelliyor ve damar hücrelerinde hasara yol açıyor. Kenenin ısırması ile hastalık gelişmesi arasındaki süre, yani "kuluçka" dönemi 3-7 gün. Kuluçka döneminden sonra; 41 °C'ye kadar yükselen ani ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, baş dönmesi hastalığın ilk belirtileri. Ateş ortalama 4-5 gün sürüyor ve bu belirtilere ek olarak ishal, bulantı ve kusma görülüyor. Yüz, boyun ve göğüste kızarıklık, göz iltihapları da diğer belirtiler arasında sayılıyor. Genellikle 1-7 gün süren bu dönemden sonra kanamalı dönem başlıyor.

Kanama, büyük çoğunlukla hastalığın başlamasından sonraki 5-7 gün içerisinde gelişiyor. Kanamanın şiddetine göre ciltte küçük nokta tarzındaki kızarıklıklar veya büyük morluklar görülüyor. Ağız içerisi, dişeti ve dudak, kanamanın görüldüğü diğer yerler. Kanama en sık olarak sindirim sistemi, cinsel organlar, idrar yolları ve solunum yollarında oluyor. Dışkıda, idrarda veya balgamda kan görülmesi sık karşılaşılan bulgular arasında.

HASTALIĞIN SON DÖNEMİ

Hastalığın son dönemi, hastalığı görülmesinden 10-20 gün sonra başlıyor. Bu dönemde kalp ritminde değişim, geçici saç dökülmesi, solunum güçlüğü, görmede güçlük, işitme ve hafıza kaybı görülebiliyor. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nde en belirgin laboratuvar bulgusu, trombosit sayısının düşmesi. Pıhtılaşmayı sağlayan trombositler önemli ölçüde azalıyor ve kanamalara yol açıyor. Beyaz kan hücrelerinin sayısı azalıyor ve AST, ALT gibi karaciğer enzimleri yükseliyor. Şayet hasta ölmezse,tam kan sayımı ve biyokimya testleri dahil olmak üzere tüm laboratuvar testleri, yaklaşık 5-9 günde normal sınırlara dönüyor.

HASTALIĞIN TEŞHİS VE TEDAVİSİ

Virüse karşı vücudun geliştirdiği IgM ve IgG antikorları, hastalığın başlamasından 7 gün sonra ELISA ve IFA testleriyle saptanabiliyor. Hastalığın en kesin ve hızlı teşhisi ise "ters transkriptaz- polimeraz zincir reaksiyonu" (RT-PCR) yöntemi ile mümkün oluyor. Bu yöntem son derece özgün, duyarlı ve hızlı sonuç veriyor.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nde esas olarak destekleyici tedaviler uygulanıyor. Kırım-Kongo kanamalı ateşine karşı geliştirilmiş etkin bir aşı henüz piyasada bulunmuyor. Hastalığın yayılmasının önlenmesi ve erken teşhis Kırım-Kongo kanamalı ateşli ile mücadelenin temel unsurlarını oluşturuyor.

Samsun İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Erdinç Özoğlu:

KENELİ ORTAMA KARŞI TEDBİRLER

Kenenin, pensle ileri geri hareket ettirilerek çıkarılması önerilmektedir.

"Kenelerin bulunduğu çalılık, su kenarı veya gür otların bulunduğu alanlara; piknik veya başka bir amaçlı gitme durumunda, pantolon paçaları çorap içine alınmalıdır. Giysiler, kenelerin vücuda ulaşamayacağı şekilde olmalıdır. Böcek kaçıran (repellent) olarak bilinen ilaçların (Sağlık Bakanlığından onaylı) kullanılmaları, kenelerin vücuda yapışmasını önlemektedir. Hayvanlarda bulunan kenelere yönelik olarak ilaçlarla mücadele edilmesi ve bu ilaçlamaların zamanında yapılması sağlanmalıdır. Hayvan barınaklarının, kenelerin yaşayamayacağı şekilde sıvanması, badanalanması ve ilaçlanması önemlidir. Hayvanlarda bulunan kenelerin elle temizlenmemesi ve kenelerin patlatılmaması gerekmektedir.

KENE NASIL ÇIKARILMALI?

"Kene, mevcut ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan; bir cımbız veya pens yardımıyla, kenenin vücuda yapıştığı yerden tutularak, sağa sola oynatılarak çıkartılmalıdır. Keneler, virüsü, vücuda yapıştıktan hemen sonra vermeyip, bunun için belirli bir süre gerektiğinden, bu husus çok önemlidir. Kene üzerine herhangi bir kimyasal madde, kesinlikle dökülmemelidir. Keneler, sigara veya kibrit gibi fiziksel yöntemlerle uzaklaştırılmaya çalışılmamalıdır. Çünkü bu durumda keneler, kusmakta ve mikrobu vücuda verebilmektedir.

Yaklaşansaat, 24/05/2008

Kaynaklar:
1) Doç. Dr. Ferda Şenel, "Kırım Kongo Kanamalı Ateşi", Bilim ve Teknik, Temmuz 2006.
2) abveteriner.org
3) guncelpediatri.com
4) vet.gen.tr


 

ys@yaklasansaat.com

ana sayfa| evren| gezegenler| dünyamiz| dinler| eski kavimler| cin-şeytanlar| haberler| yorum-analiz| seslendirmeler| videolar| site haritası| iletişim| forum| ys kitapları

Bu sitedeki yazı, resim ve dökümanlar, kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Yaklaşan Saat'in resmi twitter adresi aşağıdadır. Bu hesabın dışındaki diğer hesaplarla Yaklaşan Saat'in bir ilgisi yoktur: @yaklasansaat