BM'nin Su Raporu: Korkutucu!
İsveç'in başkenti Stockholm'de yapılan "Dünya Su Haftası Forumu''nda sunulan, Birleşmiş Milletler(BM) tarafından hazırlanan ''İklim değişiklikleri ve su'' konulu rapora göre, Dünya'daki iklim değişiklikleri, su kaynaklarını da etkiliyor.
Rapora göre, Dünya nüfusu ile birlikte tarım ve sanayi üretimi artıyor, Dünya'nın ekonomisi büyüyor. Ancak su kaynakları hızla tükeniyor. 2050 yılında Dünya'da iki milyar insan sudan yoksun kalacak. 30 yıl sonra da 3 milyar insan kullanılabilir su kaynaklarını kaybedecek.
Raporu tanıtan Hollandalı yetkili Michael van der Valk, iklim değişikliklerinin, su kaynaklarını da etkilediğine dikkati çekti. Amacın, Dünya'da su konusunda yaşanan durumunun ciddiyetini karar verici durumunda bulunan politikacılara daha ayrıntılı göstermek ve çözüm arayışlarını hızlandırmak olduğunu söyleyen Michael van der Valk, yağışların azalmasıyla birçok ülkede su rezervlerinin kuruduğunu anlattı. Raporda ayrıca özetle şu başlıklar yer aldı:
Dünya nüfusunun % 20'sini oluşturan 30 ülke, su sıkıntısı ile karşı karşıya. 2025 yılında ise bu ülke sayısı 50'ye çıkacak ve Dünya nüfusunun % 25'i su sıkıntısı ile yüz yüze gelecek.
Dünyada 1950'li yıllara göre su rezervleri, % 15 ila 30 oranında azaldı. Buna karşılık 2050 yılında su gereksinimi bugünkünden % 50 fazla olacak. İklim değişiklikleri su rezervlerini de etkilediği için, değişiklikler global krize neden olacak.
Forumda sunulan bildirilere göre, Kuzey Avrupa ülkelerindeki kişi başı su tüketimi, diğer Avrupa ülkelerinin iki katı. Gelişmekte olan ülkelerde ise su tüketimi çok düşük.
Verilere göre, gelişmiş bir ülkede doğan çocuk, gelişmekte olan bir ülkede doğan çocuğa göre % 30 daha fazla su harcıyor. Dünya'da şu anda bulunan suyun % 97.5'i tuzlu sulardan oluşuyor. Tatlı suyun oranı, ise sadece % 2.5. Tatlı suyun % 70'i kutuplarda donmuş halde, % 30'u yeraltında bulunuyor.
Gelişmekte olan ülkelerde endüstri atıklarının % 70'i suya karışıyor. Ayrıca, Asya'daki bütün nehirler, Avrupa'da ise 5 nehir kirli. Stockholm Su Enstitüsü'nün desteğiyle 1991 yılından bu yana düzenlenen Dünya Su Haftası Forumu'na, 140 ülkeden 2000 araştırmacı, sanayici ve politikacı katılıyor.
Melen Suyu Kuruyor mu?
İstanbul'a Melen Çayı'ndan su pompalaması amacıyla, Sakarya'nın Kocaali İlçesi'ne bağlı Ortaköy Beldesi'nde Melen Çayı üzerinde, Devlet Su İşleri tarafından yaptırılan regülatör, kuraklık nedeniyle göl alanında, su seviyesi düşünce, İstanbul'a su pompalamayı durdurdu. Melen Çayı'ndaki regüratörün bulunduğu alanda, su seviyesi bir ay önce 50 kodu gösterirken, bugün 01 seviyesine kadar düştü.
Ağustos ayında bölgede yaşanan kuraklık nedeniyle Melen Çayı'nı besleyen Evcil ve Çamdağ derelerinde su seviyeleri azaldı. Melen'i besleyen derelerde su seviyesinin azalması üzerine, civardaki köy sakinleri bu dere yataklarını çöplüğe dönüştürdü. İki derenin geçtiği köylerde halkın çöplerini, dere yataklarına atması sonucu dere içerisinde evsel atık yığınları oluştu.
KANALLARDA: YARIM METRE ÇAMUR
Bölgede yaşanan kuraklık nedeniyle regülatör göl alanında su seviyesi azalınca Melen Projesi'ni gerçekleştiren firma da hafta başından itibaren Melen'den İstanbul'a su pompalamayı durdurup, yarım kalan inşaat ve pompalarda bakım çalışmasına başladı. Firma çalışanları 5 pompanın bulunduğu regulatördeki su kanallarında yarım metreyi bulan çamur tabakasını temizledi. Çalışmaların hafta sonuna kadar süreceğini belirten DSİ yetkilileri, çalışma süresince Melen'den İstanbul'a su gönderilmeyeceğini açıkladı.
DSİ yetkilileri bölgedeki regüratör göl alanında 10 günde toplanan suyun, İstanbul'un bir günlük su ihtiyacını karşıladığına dikkat çekerek "Hafta sonuna kadar da İstanbul'a su gönderilmeyecek" diye konuştu.
Tuz Gölü Küçüldü, Beyşehir Gölü 2. Sırada
Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Semih Ekercin, doktora tezi için Tuz Gölü ve Beyşehir Gölü’nün kıyı çizgilerinde yaşanan değişimleri inceledi.
Çalışması için NASA'dan bile destek alan Ekercin, son yüzyıla ait ABD, Japonya ve Fransa uydu görüntüleri ile askeri haritaları inceleyerek göllerdeki küçülmeyi tespit etti.
Araştırmaları sonucunda Türkiye'nin ikinci büyük gölü olarak bilinen Tuz Gölü'nün, 1915 yılında haritalara göre 216 bin 400 hektar olduğunu ifade eden Ekercin, şunları söyledi:
"Tuz Gölü o yıldan bu yana ciddi anlamda küçüldü. Tuz Gölü'nün su yüzey alanının 1987 yılında 92 bin 600 hektara gerilediğini tespit ettim. 2005 yılında da gölün suyla kapladığı alanın 32 bin 600 hektara gerilediği, uydu fotoğraflarıyla açıkça görülebiliyor. Kuraklık, bilinçsiz tarımsal sulama, göle ulaşan kaynakların kuruması gibi etkenler, adeta gölün sonunu getirdi. Gölün suyla kapladığı alanın kış aylarında arttığı söyleniyor. Böyle bir durum yok. Kış aylarında, kıyı kesimleri bataklık halini alıyor. Suyla kaplanan alan artık değişmez oldu. Kışın kıyıda su yerine çamur görüyorsunuz."
2015'E KADAR TUZ GÖLÜ TAMAMEN KURUYABİLİR
Tuz Gölü'nde suyla kaplı alanının, 30 bin hektara kadar gerilediğini vurgulayan Ekercin, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin önemli gölleri arasında yer alan Akşehir Gölü de kuruyor. Kuraklık, coğrafya bilgilerini değiştiriyor. Bazı bilimciler göllerin yataklarının durduğunu bu yüzden suyla kapladığı alan olarak sıralama yapılmasının yanlış olduğunu söyleyebilir. Bu durumda 1 milyon yıl önce var olan Konya Gölü'nün de halen durduğunu söyleyebiliriz. Artık ciddi önlemlerin alınması gerekiyor. Böyle giderse bırakın ikinci, üçüncülüğü, Tuz Gölü, 2015 yılına kadar varlığını sürdüremeyecek" dedi.
Yaklasansaat, 21/07/2008 |