Göktaşının Buz Altındaki İzleri
Antarktika'nın buz tabakalarının altında, dinazorları yok ettiği düşünülen göktaşından çok daha büyük bir göktaşının, Dünya'ya çarptığını gösteren, dev bir krater bulundu. Bu çarpma, verilere göre çok daha erken gerçekleşmiş ve olasılıkla da Dünya tarihindeki en büyük kitlesel yok oluşla sonuçlanmıştı.
Yaklaşık 480 kilometre genişlikteki krater, Doğu Antarktik buz örtüsünün 1,5 kilometre kadar altında gizlenmiş durumda. Yapılan hesaplamalara göre 250 milyon yıl önce oluşmuş; bu da Permiyen-Triasik yok oluş dönemine, Dünya'daki hayvan yaşamının neredeyse tümüyle ortadan kaybolduğu zamana karşılık geliyor. Büyüklük ve konumundan(Doğu Antarktika'nın Wilkes Land adı verilen bölgesi) yola çıkan araştırmacılar olayın, Avustralya'yı kuzeye doğru iten tektonik yarığı oluşturarak, Gondwana süper kıtasının parçalanmasını bile başlatmış olabileceği görüşündeler.
Krater, 65 milyon yıl önce dinazorların yokoluşundan sorumlu olayın izi konumundaki Chicxulub kraterinden (Yukatan yarımadası) yaklaşık iki kat büyük. Çarptığı düşünülen göktaşının büyüklüğüyse, diğerinden 4-5 kat fazla (48 kilometre kadar). Çarpışmanın şiddeti bu verilerle anlaşılabiliyor.
Antarktika'nın buzlu yüzeyinin altını incelemek üzere, NASA'nın GRACE uydusuyla yapılan yerçekim dalgalanma ölçümlerinden yararlanan araştırmacılar, 300 kilometreden büyük çaptaki bir 'manto tıkacı'na (maskon) rastlıyorlar. Bu, Dünya'nın manto tabakasından yer kabuğuna yükselmiş manto malzemesi kütlesine verilen ad. Maskonlar, tıpkı baştaki şişlikler gibi, büyük nesnelerin gezegen yüzeyine çarptığı yerlerde oluşuyorlar. Yerçekimi görüntülerini buzaltı tabakasının radar görüntüleriyle birleştiren ekip, maskonun 480 kilometre genişlikteki dairesel bir kabartının ortasına yerleşivermiş olduğunu görüyor. Onlara en sağlam kanıtı sunan verilerden biri de bu.
Krater içindeki kayaların, kalan tüm soru işaretlerini gidereceği umudunda olduklarını söyleyen araştırmacılar, şu sıralarda bulguları doğrulamak amacıyla Antarktika'ya gitme hazırlıkları içindeler. Oldukça kalabalık sayılabilecek ekipte, NASA'nın yanı sıra ABD, Rusya ve Kore'deki üniversitelerden birçok araştırmacı yer alıyor.
Kaynak: Ohio State University Basın Duyurusu, 1 Haziran 2006 (Bilim ve Teknik, Temmuz, 2006) |